Bir anne bebeğinden asla vazgeçemez.Bebeği annesinin şefkatine,ilgisine,kokusuna muhtaçtır.Anne olmazsa bir hiç olur.Yaşaması için her bebeğin bir anneye ihtiyacı vardır.Anne bebeği için sabahlara kadar uyumaz.Bebeğinin karnını doyurmadan kendi karnını doyurmaz.Annenin tek odak noktası bebeğidir.Yedirir içirir,besler, büyütür.Annenin bebeği çocuk olur,genç olur,anne, baba olur .Anne bebeğinden çocuğundan yine de vazgeçemez.
Zaman geçer insan yavrusu büyür insan olur.Karşı cinsle buluştuğu an hayatının dönüm noktasıdır.Yeni bir başlangıçdır.Çünkü o aşık olur.Aşk bir çoğunun tarif bile edemediği bir kelimedir.Bir çoğu bilmez aşk nedir?Bir tutku mudur aşk .Belkide bir bağımlılık.Adı sana göre bana göre değişir.
İnsan aşkı için nelerden vazgeçebilir.Önce sabahlara kadar onu gözünü kırpmadan besleyip sallayan,ömrünü ona adayan annesinden vazgeçer.O kadar aşıktır ki kendi kişiliğinden vazgeçer.Kendi başına kararlar almaz artık bir kukladır.Kendi duygularından vazgeçer.Yaşamak istediklerinden hayallerinden vazgeçer.Artık altın bir kafese konan bir bülbüldür.Kafesin altın oluşu cazip gelir.Kafes altından da olsa ne kıymeti var.Bülbülüm bir tutsaktır.Gün gelir o güzel sesiyle şakımayı bırakır.Malesef özgürlüğünden vazgeçer.Tek dünyası aşkıdır.Aşkı olmadan yaşayamaz.
Bülbül gülünü hep kafesinden izler.Ulaşmaya çalışır ulaşamaz.Parmaklıklardan uzanır gülüne kanadına dikeni batar.Canıyanar Bülbülün.Hep uzaktan izler gülünü.Günden güne kokusunu kaybeder gülünün.Bülbülün şakıyan sesi yoktur artık.Damlayan göz yaşları gülün yaprağına, toprağına düşer.Hiç aldırmaz gül.Bülbülün her damla göz yaşıyla biraz daha büyür.Artık elindedir bülbül.Koymuştur altın kafese uçamaz kaçamaz.Bülbülüm her çırpınışında bir parça düşer içinden.Gün geçtikçe yavaş yavaş ölür aşkı gün gelir biter.Yitirdiklerini düşünür bülbül.Aşkı için vazgeçtiklerini....Kişiliğini,hayallerini,umutlarını,özgürlüğünü düşünür
Gül artık onun için gülü değil bir güldür. Her gün gülü görmeye alışmıştır.Gülle beraber büyümüştür.Başka bir gül görmemiştir bülbül.Hiç durmadan çırpınır.Her çırpınışında minicik yüreği hüzünle atar. Bir gün kafesinin kapısını açar.Çırpındıkça kanatları kuvvetlenmiş yüreği katılaşmıştır.Bülbül önce altın kafese bakar.Sonra gökyüzüne bakar.Bir de yıllardır dokunamadığı koklayamadığı güle bakar.Küçük bir kanat çırpışıyla gülün dalına konar.Gülün dikeni yüreğine batar.Canı yanar.Yüreği kanar.Yıllar önce gülü için kişiliğinden,hayallerinden, umutlarından özgürlüğünden vazgeçmiştir bülbül. Tüm duyguları bitmiş. Canı yanmış yüreği kanıyorken neden gülden vazgeçemez?Artık kendine hep bu soruyu sorar.
Zaman geçer insan yavrusu büyür insan olur.Karşı cinsle buluştuğu an hayatının dönüm noktasıdır.Yeni bir başlangıçdır.Çünkü o aşık olur.Aşk bir çoğunun tarif bile edemediği bir kelimedir.Bir çoğu bilmez aşk nedir?Bir tutku mudur aşk .Belkide bir bağımlılık.Adı sana göre bana göre değişir.
İnsan aşkı için nelerden vazgeçebilir.Önce sabahlara kadar onu gözünü kırpmadan besleyip sallayan,ömrünü ona adayan annesinden vazgeçer.O kadar aşıktır ki kendi kişiliğinden vazgeçer.Kendi başına kararlar almaz artık bir kukladır.Kendi duygularından vazgeçer.Yaşamak istediklerinden hayallerinden vazgeçer.Artık altın bir kafese konan bir bülbüldür.Kafesin altın oluşu cazip gelir.Kafes altından da olsa ne kıymeti var.Bülbülüm bir tutsaktır.Gün gelir o güzel sesiyle şakımayı bırakır.Malesef özgürlüğünden vazgeçer.Tek dünyası aşkıdır.Aşkı olmadan yaşayamaz.
Bülbül gülünü hep kafesinden izler.Ulaşmaya çalışır ulaşamaz.Parmaklıklardan uzanır gülüne kanadına dikeni batar.Canıyanar Bülbülün.Hep uzaktan izler gülünü.Günden güne kokusunu kaybeder gülünün.Bülbülün şakıyan sesi yoktur artık.Damlayan göz yaşları gülün yaprağına, toprağına düşer.Hiç aldırmaz gül.Bülbülün her damla göz yaşıyla biraz daha büyür.Artık elindedir bülbül.Koymuştur altın kafese uçamaz kaçamaz.Bülbülüm her çırpınışında bir parça düşer içinden.Gün geçtikçe yavaş yavaş ölür aşkı gün gelir biter.Yitirdiklerini düşünür bülbül.Aşkı için vazgeçtiklerini....Kişiliğini,hayallerini,umutlarını,özgürlüğünü düşünür
Gül artık onun için gülü değil bir güldür. Her gün gülü görmeye alışmıştır.Gülle beraber büyümüştür.Başka bir gül görmemiştir bülbül.Hiç durmadan çırpınır.Her çırpınışında minicik yüreği hüzünle atar. Bir gün kafesinin kapısını açar.Çırpındıkça kanatları kuvvetlenmiş yüreği katılaşmıştır.Bülbül önce altın kafese bakar.Sonra gökyüzüne bakar.Bir de yıllardır dokunamadığı koklayamadığı güle bakar.Küçük bir kanat çırpışıyla gülün dalına konar.Gülün dikeni yüreğine batar.Canı yanar.Yüreği kanar.Yıllar önce gülü için kişiliğinden,hayallerinden, umutlarından özgürlüğünden vazgeçmiştir bülbül. Tüm duyguları bitmiş. Canı yanmış yüreği kanıyorken neden gülden vazgeçemez?Artık kendine hep bu soruyu sorar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder