Sayfalar

17 Ağustos 2018 Cuma

HER SON BİR BAŞLANGIÇTIR



    Deli mavi ruhlar aleminde deli deli dolaşıyordu. Hiçbir şey umurunda değildi. Hani derler ya “dünya yansa bir halbur samanı yanmaz” İşte o da öyleydi. Deli ruh; vurdum duymazlığının tadını çıkarırken duygular ile karşılaştı. Acı, keder, öfke, intikam, çaresizlik, mutluluk, huzur… Aslında tanımıyordu bu duyguları, bilmiyordu nasıl olduklarını.
    Ruhlar aleminde derinden bir ses duyuldu. “Deli mavi artık dünyaya gitme vaktin geldi. Seni küçük bir meleğin kalbine yerleştireceğiz. Dünyaya inen her bir ruh buradan istediği bir duyguyu alıp gider. Şimdi sen de burada karşılaştığın duygulardan birini alarak küçük meleğin kalbine girecek onunla beraber dünyaya ineceksin”. Sesin kesilmesi ile birlikte duygular sıraya girerek deli mavinin etrafında daire çizmeye başladılar. Hep bir ağızdan “beni al beni götür, ben seni yalnız bırakmam, hep yanında olurum, diyerek dolanıyorlardı. Zaman daralmıştı. Artık deli mavinin bir karar vermesi, bir duyguyu alıp minik meleğin kalbine yerleşmesi gerekiyordu. Mutluluk pembe renge büründü. “Deli mavi lütfen beni al. Beni alırsan minik meleğin hep gülecek, gözünde bir damla yaş olmayacak. Biz huzurla kardeşiz beni alırsan huzur da bize eşlik edecek. Mavi renge bürünen huzur; deli mavi biz mutlulukla ikiz kardeşiz lütfen bizi dinle. Eğer bizi almazsan minik meleğin hiç gün yüzü görmeyecek” Acı dedi ki “ yalan!!! Asıl iyi olan benim , keder, öfke ,intikam ,çaresizlik  biz kardeşiz. Eğer beni alırsan hepimiz sana eşlik ederiz. Biz daha kalabalığız. Beni al.
  Adı üstünde işte Deli mavi… “Amaaaan ne olur ki hepinizi alsam? ben hepinizle baş ede bilirim. Minik meleği yalnız bırakmam. Zaten bilmiyorum ki acı, keder, çaresizlik, örke ne demek. Mutluluğu alırsam ne olur?  Hadi gelin avcumun içine hepinizi alıyorum. Dünyaya meleğimin kalbimde ineceğiz. Onu hiç yalnız bırakmayacağız.
    Deli mavi tüm duyguları avucunun içine aldı. Meleğin kalbine girdi. Hiç düşünmedi minik melek bunca duygu ile nasıl baş edecekti. Öyle kötüydü ki acı, diğer duygularla bir plan yaptı. Mutluluğu ve huzuru meleğin kalbinin sağ tarafına yerleştirip kilitledi. Diğer duygularla meleğin kalbinde dünyaya indi.
    Ellerinden geleni yaptı kötü duygular. Ne hayat yaşadı melek, fırtınalı çocukluk, alabora olan gençlik, en kötüsü de 21 yıl süren, üzerine zaman zaman gün doğan bir evlik. MASUM ACILAR, BU KADARDA OLMAZ Kİ :( :(, DUVAR, KARA DELİK, ARNAVUT KALDIRIMI, BATAKLIK’ yazıları ile baş etmeye çalıştı acıyla. Ama yetmedi ki acıya. Son kozlarını oynadı Acı…
    Ah meleğim ah…Ne delilik kaldı yüreğinde ne de mavilik. Yalan oldu her şey. Dişiyle tırnağıyla çabalayıp yaptıkları, emekleri, göz yaşları, çabaları… Sona geldiğinde “yapmasaydın” oldu. Durmadı ki acı halen belden alta vurmaya devam etti. Başka kadınlar çıktı meleğin karşısına, bir değil iki değil, üç değil…Acının  pervasızca; İstanbul’a gittim yaptım, Kıbrıs’a gittim yaptım, Ankara’ya gittim yaptım ne oldu ki? dediği, beş vakit gözünün önünde gördüğü, sosyal medya hesaplarında ekli olan Kadın… Ve acının “ne var ki o orospu, bana veren herkese verir deyip; o kadının kocasıyla  beraber içki masasında beraber oturup, adamı sarhoş edip beraber oldukları, sonrasında ara vermeden konuştuğu kadın…
    Acı en sonunda onurunu da kırdı meleğin. Ne kalmıştı ki geriye. Yıllardır katlandığı acıya, çocuklarım deyip, aman çocuklarımı kaybetmeyeyim deyip sarıldığı acı; onurunu da kırdıktan sonra ne kalmıştı ki geriye. Durur mu sandınız acı… durmadı. Ahhhh meleğimmm ahhhh.                Başkaldırma zamanı gelmişti. Artık acıyla yaşayamazdı, onu daha fazla taşıyamazdı. Yine yaptı ki acı yapacağını. “Beni dışarı, sokağa mı atacaksınız” dedi. “Boşanalım beraber bir evin içinde yaşayalım, ben bu evden asla çıkmam” dedi.
    Mutluluk ve huzur yıllardır meleğin kalbinin sağ tarafında kilitli kalmışlardı. Bu arada huzurla ele ele verip umudu meydana getirmişlerdi. Şimdi sıra onlardaydı. Seslendiler deli maviye…. “Şimdi sıra bizde, üzülme, meleğine söyle, artık acı bitti, bizi çıkar meleğinin kalbinin sağ tarafından. Bak bir de umudumuz var. İki çocuğu ile dışarıda kalan meleğim  Bir günde ev tuttu, eşya aldı, evinden yıllardır didinip meydana getirdiği yuvasından, çeyizinden getirdiği tabağını çanağını, alabileceği birkaç parçayı alarak, şu anki durumuna göre değerlendirildiğinde yüklü bir borç yaparak, geçmişini geride bırakarak sessiz sedasız çıkıp gitti.
     Şimdi meleğinin elinde mutlulukla huzurun beraber büyüttüğü umudu vardı. Aslında her son bir başlangıç değil miydi? Kim bilir meleğin hayatında sırada, umudun, mutluluğun huzurun yeri vardı.

HER SON BİR BAŞLANGIÇTIR.

DELİ MAVİ


1 yorum: