Sayfalar

26 Aralık 2013 Perşembe

AKŞAM YILDIZI

         Of diyorum artık of.Her sabah güneşi ben istesem de doğdu istemesem de doğdu.Gün batımı beklemedi beni.Güneş battı Yıldızlar parladı Ay yine doğdu.Yaşadıklarımıza inat,acılarımıza kederlerimize inat her gece yeniden doğdu.Ne ölmeyi becerebildik ne de güle bilmeyi.Son dönem kalemime baktım kalemim isyanlar da.Yazılarıma mürekkep yerine sanki kan damlamış.Yazdıklarımı satır satır okuduğum da “offffffff “dedim .Bu ne? içim karardı.Bir kere konuşup üç kez gülen ben nereye gitmiş?Cıvıl cıvıl adını verdiğim deli maviye ne olmuş?Arkadaşlarıyla otururken ağlatanı güldüren ben nerede?Ben  bir ortamda otururken, ortaya bir laf atıp ortalığı karıştıran çocuktum.Sonra bir kenara  çekilir sessizce  ortamı izlerdim.Arkadaşlarım işin içinden çıkamaz bana döner ” sen var ya  sen dokuz köyü birbirine katarsın”derlerdi de .Sonra hep beraber gülüşürdük.
       Şimdi her lakırdısı sitem ,acı olmuş.Hayata pozitif bakmayı unutmuşum.Offffffff  diyorum offfffffff .Can cıktı mı ?bedenden .Tabi ki hayır. Akşam yıldızı  bir kez de benim için doğsun.O parıl parıl  parlayan yıldız sessizce kayıp giderken ben içimden bir dilek tutacağım.Gözlerimi kapatıp “Allahım bana eski beni geri ver”diyeceğim.
          Haydi deli mavi  şimdi fırtınalı denizler gibi coşma  zamanı.Nasıl dalgalar rüzgarın esmesiyle coşar şımarır.Senin için de zaman   şımarma zamanı.Dünü kaçırdın deli mavi….Zaman bu günü yaşama zamanı.Ufka iyi bak.Yaramaz çocuk elinde elma şekeri ile beklemekte.Zaman artık o Çocuğu yakalama zamanı.Her şeye inat,Önündeki engellere, umudunu kıranlara inat zaman yaşamak zamanı.Artık kalemimden kan damlaları akmasın.Mürekkebim etrafa gülkokuları yaysın .Mis gibi kokan beyaz  gül kokuları beni umutlarımı beslesin .Deli mavi  mutluluktan beyaz güllerin içinde kaybolsun.Beyaz gül kokuları çevresindeki insanları içine çeksin .Herkes onun mutluluğundan mutlu olsun.
      Bu hayat   ben olduğum için değerli.Benim bittiğim yerde hayatın önemi yok.Haydi hayat şimdi  bana bir ışık yakma zamanı.Her akşam yıldızı benim bir ışığım umudum olsun.Sadece birtane değil hemde binlerce umut.
  Şimdi sizde gök yüzüne bakın.En parlak yıldızı seçin.Gözlerinizi sım sıkı  kapatın.Artık sizinde bir yıldızınız olsun.Hemde akşam yıldızı:)

(Tüm bu hissettiklerimi yapabilmek umudyla….)


DELİ MAVİ

                             

20 Aralık 2013 Cuma

FİGÜRAN

       Ben küçücük bir çocuktum.Hayatım boyunca roller oynadım.Rollerimin hiç birini ben seçmedim.Her şeye rağmen tiyatro sahnemi hayallerle,umutlarla süsledim.Rollerimin hepsini hakkını vererek oynadım.Çünkü kendimi  sadece  o rollere adadım.İyi bir evlat oldum.İyi bir eş oldum.İyi bir anne ,mesleğinde başarılı iyi bir (…..) oldum.
        Zamanla bu rollerin bir kısmından ziyadesiyle yoruldum .Fark ettim ki ben ömrüm boyunca başrolleri  değil bir figüranı oynamışım.Yorulduğum oyunların oyunculuğunu bıraktım.Deveyi güttüm.Diyardan gitmedim.Yaklaşık on beş,on altı yıllık figüranlıktan sonra başrollere hazır olduğumu düşündüm. Şimdi kendi oyunumu oynama zamanı.Halkalı bir çocuk oyunu oynamaya karar verdim.Kendime bir çember  çizdim. Çemberin içinde baş rollerde ben varım.Çemberimim kenarına oyuncaklarımı koydum.Bu oyuncaklar sevdiklerim,umutlarım,hayallerim,içimdeki çocuğum,elmaşekerim,renklerim,özgürlüğüm ,küçük şeyler ve deli mavi…. Ne çare zamanla fark ettim ki önce pembe mor renklerim kaybolmuş.Çemberimin kenarlarında ki oyuncaklarım teker teker kayboluyor.Ben oyuncaklarıma sıkı sıkı sarılıp kaybetmek istemiyorum. Büyük bir güç onları benden  çekip alıyor.Gök yüzünde pırıl pırıl parlayan yıldızların gün gelip sessizce sönüp gittiği gibi elimden kayıp gidiyor oyuncaklarım.

               Artık çember daralıyor.Her giden oyuncak da bir kez daha daralıyor. Nefesim yavaş yavaş kesiliyor.Şu an çemberde sadece kalan deli mavi. Şimdi görüyorum ki ben başrollerin değil figüranlığın oyuncusuyum:(

                                                                DELİ MAVİ

10 Aralık 2013 Salı

ARNAVUT KALDIRIMI


      Yüksek bir tepeye tırmandım.Hayata kıyısından bakıyorum .Yavaş yavaş döşediğim  Arnavut kaldırımlarını izliyorum.Topuklu ayakkabılarımla arşınladım Arnavut kaldırımlarını…Bazen kaldırım taşlarına pabuçlarımın  topuğu sıkıştı.Çıkarmak için çok uğraştım.Uğraşımın nedeni kaldırım taşlarına sıkışan pabuçlarımı  ,topuğunu kırmadan çıkarmaktı.Zaman zaman  sendeledim Arnavut kaldırımlarında…Düşmemek için uğraştım.Hep dengemi sağlamaya çalıştım .Düşündüğümde o Arnavut kaldırımlarını ben döşedim.Yavaş yavaş.Tıpkı bir yazmayı motif motif işler gibi işledim.İşlediğim motiflerden tek farkı; narin parmaklarımla kaldırdığım kaldırım taşlarının önce parmaklarımın uçlarını,sonra yüreğimi kanatmasıydı.Ne fırtınalar gördü o kaldırım taşları.Yağmur damlaları doldurdu taşların aralarını.Her sonbahar da ağaçların sararıp dökülen yaprakları aralarına doldu.O sararan yapraklar Arnavut kaldırımlarına yoldaş arkadaş oldu.                                                                
          Şimdi mevsim zemheri .Bembeyaz kar taneleri coşkuyla  indiler  yer yüzüne.Siyah kaldırım taşlarının üzerini örttüler.O an her şey güzeldi.Saf doğal beyaz örtü. Kaldırım taşlarını dümdüz yapmışdı .Gece karanlığında  bir kez daha arşınlamak istedim Arnavut kaldırımlarını.İlmek ilmek örerken o taşları ayağımda olan süslü  topuklu pabuçlarım yok attık.Şimdi yalınayak yürüyorum.Tıpkı bir pamuk gibi yumuşacık narin.Her adımında karların hışırtısını duyuyor kulaklarım.Döne döne iniyor kar taneleri.Adeta   kelebekler gibi  dans ediyorlar.Sokak lambaları sönmüş her yer  kapkaranlık.Göz gözü görmüyor.Birden şunu fark ediyorum.Ben acıyla ilmek ilmek örerken o taşları sokak lambalarını hiç düşünememişim.Bir bank görüyüm gecenin karanlığın da yıkık dökük bir bank.Bir kenarına kıvrılıp oturuyorum.Başımı sema ya kaldırıyorum.Kelebek gibi uçuşan kar taneleri yavaş yavaş yüzüme yüreğime düşüyor.Ayağım çırılçıplak ama ben taneciklerin soğukluğunu hiç hissetmiyorum.Bir kadife yumuşaklığıyla bedenimi sarıyorlar.Bir sesle irkiliyorum.Sağıma soluma bakıp sesin sahibini bulmaya çalışıyorum.Evet buldum.Minnacık bir kedi yavrusu.Kar taneleri gibi bembeyaz tüyleri sırılsıklam olmuş.Ayağımın yanında dolaşıyor.Üşümüş titriyor.Minicik kediye kıyamıyorum.Onu kucağıma alıp paltomun içine sokuyorum.Kediciğin soluğunu sıcaklığını hissediyorum.
   Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşıyor.Her tanecik bir parça daha ağır geliyor.Bir ışık görüyorum bembeyaz bir ışık.Ürperiyor  tüm bedenim.Semadan  bir  kar  perisi iniyor.Elinde bir değnek.Elindeki değneği bana uzatıyor.”Şimdi iyi düşün .Bir dilek hakkın olacak.Ben bu dileğini gerçekleştirmek için buradayım”diyor.Derin bir nefes alıyorum.Arnavut kaldırımlarını arkamda bırakıp yeni bir kaldırım diliyorum.Süslü pabuçlarımla tökezlemeden,düşmeden özgürce gezebileceğim ,kenarlarında  beyaz sokak lambaları olan,çeşit çeşit,rengarenk çiçeklerle bezenmiş,gök yüzü başka bir mavi ,Deli mavi olan bir kaldırım diliyorum.
        DELİ MAVİ