Sayfalar

10 Aralık 2013 Salı

ARNAVUT KALDIRIMI


      Yüksek bir tepeye tırmandım.Hayata kıyısından bakıyorum .Yavaş yavaş döşediğim  Arnavut kaldırımlarını izliyorum.Topuklu ayakkabılarımla arşınladım Arnavut kaldırımlarını…Bazen kaldırım taşlarına pabuçlarımın  topuğu sıkıştı.Çıkarmak için çok uğraştım.Uğraşımın nedeni kaldırım taşlarına sıkışan pabuçlarımı  ,topuğunu kırmadan çıkarmaktı.Zaman zaman  sendeledim Arnavut kaldırımlarında…Düşmemek için uğraştım.Hep dengemi sağlamaya çalıştım .Düşündüğümde o Arnavut kaldırımlarını ben döşedim.Yavaş yavaş.Tıpkı bir yazmayı motif motif işler gibi işledim.İşlediğim motiflerden tek farkı; narin parmaklarımla kaldırdığım kaldırım taşlarının önce parmaklarımın uçlarını,sonra yüreğimi kanatmasıydı.Ne fırtınalar gördü o kaldırım taşları.Yağmur damlaları doldurdu taşların aralarını.Her sonbahar da ağaçların sararıp dökülen yaprakları aralarına doldu.O sararan yapraklar Arnavut kaldırımlarına yoldaş arkadaş oldu.                                                                
          Şimdi mevsim zemheri .Bembeyaz kar taneleri coşkuyla  indiler  yer yüzüne.Siyah kaldırım taşlarının üzerini örttüler.O an her şey güzeldi.Saf doğal beyaz örtü. Kaldırım taşlarını dümdüz yapmışdı .Gece karanlığında  bir kez daha arşınlamak istedim Arnavut kaldırımlarını.İlmek ilmek örerken o taşları ayağımda olan süslü  topuklu pabuçlarım yok attık.Şimdi yalınayak yürüyorum.Tıpkı bir pamuk gibi yumuşacık narin.Her adımında karların hışırtısını duyuyor kulaklarım.Döne döne iniyor kar taneleri.Adeta   kelebekler gibi  dans ediyorlar.Sokak lambaları sönmüş her yer  kapkaranlık.Göz gözü görmüyor.Birden şunu fark ediyorum.Ben acıyla ilmek ilmek örerken o taşları sokak lambalarını hiç düşünememişim.Bir bank görüyüm gecenin karanlığın da yıkık dökük bir bank.Bir kenarına kıvrılıp oturuyorum.Başımı sema ya kaldırıyorum.Kelebek gibi uçuşan kar taneleri yavaş yavaş yüzüme yüreğime düşüyor.Ayağım çırılçıplak ama ben taneciklerin soğukluğunu hiç hissetmiyorum.Bir kadife yumuşaklığıyla bedenimi sarıyorlar.Bir sesle irkiliyorum.Sağıma soluma bakıp sesin sahibini bulmaya çalışıyorum.Evet buldum.Minnacık bir kedi yavrusu.Kar taneleri gibi bembeyaz tüyleri sırılsıklam olmuş.Ayağımın yanında dolaşıyor.Üşümüş titriyor.Minicik kediye kıyamıyorum.Onu kucağıma alıp paltomun içine sokuyorum.Kediciğin soluğunu sıcaklığını hissediyorum.
   Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşıyor.Her tanecik bir parça daha ağır geliyor.Bir ışık görüyorum bembeyaz bir ışık.Ürperiyor  tüm bedenim.Semadan  bir  kar  perisi iniyor.Elinde bir değnek.Elindeki değneği bana uzatıyor.”Şimdi iyi düşün .Bir dilek hakkın olacak.Ben bu dileğini gerçekleştirmek için buradayım”diyor.Derin bir nefes alıyorum.Arnavut kaldırımlarını arkamda bırakıp yeni bir kaldırım diliyorum.Süslü pabuçlarımla tökezlemeden,düşmeden özgürce gezebileceğim ,kenarlarında  beyaz sokak lambaları olan,çeşit çeşit,rengarenk çiçeklerle bezenmiş,gök yüzü başka bir mavi ,Deli mavi olan bir kaldırım diliyorum.
        DELİ MAVİ







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder