Masummuş acıları küçükken.Ama o zaman anlayamamış bunları.
Maddi anlamda sıkıntı ile geçen çocukluğu aslında sıkıntı değilmiş.Eksiği; alamadığı bir makarna bebekmiş.Tüm arkadaşları iskarpin,çizme giyebilirken onun ayağındaki naylon ayakkabıymış.Her bayramda yaşıtları yeni hazır kıyafetler giyerken;anacığının parça basmalardan diktiği bayramlıklarmış.,Şimdi düşününce aslında hiç biri acıtmamış canını boğazına düğümlenmemiş acıları.Nefesini hiç kesmemiş mesela. Sadece imrenerek izlemiş onları .
Hiçbiri için ağlayıp göz yaşı dökmemiş.Belkide başka şeyler doldurmuş onların yerini.Babasının işçi olarak kıt kanaat evini geçindirmek için çabalamasıymış. Bir tavuk alıp pişirince parçalarını çocuklarının önüne koyup;kendisinin geride kalan kemikleri kemirmesiymiş.Soğuk bir kış günü dışarısı buz gibiymiş ,Babası sehrin diğer ucunda Arnavut kaldırımı döşerken ,öğlen eve gelememiş. Yanından geçen ; tabiri caizse tükürük köftecisinden bir parça kuru ekmeğin için de iki üç köfte almamış.Akşam eve gelirken bir avuç kıyma getirmiş "öğlen köfteci geçti,siz olmadan alıp yiyemedim "demesiymiş.
Eksikler başkaymış da aylardan her gün mutlulukmuş. Sevmekmiş en önemlisi sevilmekmiş.Mevsimlerden hep ilkbahar ,yazmış. Cam kırıkları doldurmamış ağzının içini.O konuşmaya çalışırken kanatmamış dilini. Kanamamış ya dili, kan doldurmamış yüreğini.Aslında küçükken çok masummuş acıları.
DELİ MAVİ
Maddi anlamda sıkıntı ile geçen çocukluğu aslında sıkıntı değilmiş.Eksiği; alamadığı bir makarna bebekmiş.Tüm arkadaşları iskarpin,çizme giyebilirken onun ayağındaki naylon ayakkabıymış.Her bayramda yaşıtları yeni hazır kıyafetler giyerken;anacığının parça basmalardan diktiği bayramlıklarmış.,Şimdi düşününce aslında hiç biri acıtmamış canını boğazına düğümlenmemiş acıları.Nefesini hiç kesmemiş mesela. Sadece imrenerek izlemiş onları .
Hiçbiri için ağlayıp göz yaşı dökmemiş.Belkide başka şeyler doldurmuş onların yerini.Babasının işçi olarak kıt kanaat evini geçindirmek için çabalamasıymış. Bir tavuk alıp pişirince parçalarını çocuklarının önüne koyup;kendisinin geride kalan kemikleri kemirmesiymiş.Soğuk bir kış günü dışarısı buz gibiymiş ,Babası sehrin diğer ucunda Arnavut kaldırımı döşerken ,öğlen eve gelememiş. Yanından geçen ; tabiri caizse tükürük köftecisinden bir parça kuru ekmeğin için de iki üç köfte almamış.Akşam eve gelirken bir avuç kıyma getirmiş "öğlen köfteci geçti,siz olmadan alıp yiyemedim "demesiymiş.
Eksikler başkaymış da aylardan her gün mutlulukmuş. Sevmekmiş en önemlisi sevilmekmiş.Mevsimlerden hep ilkbahar ,yazmış. Cam kırıkları doldurmamış ağzının içini.O konuşmaya çalışırken kanatmamış dilini. Kanamamış ya dili, kan doldurmamış yüreğini.Aslında küçükken çok masummuş acıları.
DELİ MAVİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder